Mevlana, asıl adı ile Muhammed Celaleddin olan bir
bilgindir. Afganistanda doğmuş ve uzun yıllar Türkiye’de yaşamıştır. Annesi Harzemşahlar
İmparatorluğundan bir prenses babası ise dönemin en bilgin insanlarındandır.
Mevlana’nın asıl ismi ile değil de Mevlana
Celaleddin-i Rumi diye anılmasının ise bir hikâyesi vardır. Mevlana efendimiz
anlamına gelen bir isimdir. Rumi ise Anadolu manasına gelmektedir. Anadolu’nun
merkezi sayılan Konya’da uzun yıllar yaşamış olması dolayısıyla bu isimler ona
verilmiş ve adeta ismi yerine sembolü olmuştur.
Mevlana çok uzun yıllar Konya bölgesinde yaşamış ve
burada vefat etmiştir. Günümüzde Mevlana türbesi Konya’da bulunmaktadır ve
binlerce ziyaretçi akınına uğramaktadır. Mevlana tüm dünya tarafından tanınan ve sevilen bir
fikir adamı olmuştur. Zamanın sanatçılarından ünlü Alman şair Goethe ve ünlü
ressam Rembrant Mevlana’yı ilgi ile takip etmiş ve büyülenmişlerdir. Mevlana
birçok yüreğe ilham kaynağı olmuştur. Öyle ki Pakistanlı bir adam Mevlana’dan
aldığı ilham ile Pakistan’ın en büyük şairi olmuştur.
Mevlana Kimdir?
Mevlana hem İslam hem de gayri İslam milletlerce
tanınan ve sevilen bir bilgedir. Afganistanda dünyaya gelmiş ve ömrünün uzun
bir dönemini Türkiye’de Konya’da geçirmiştir.
Doğum tarihi tam olarak 30 Eylül 1207 olan Mevlana
Afganistan’ın Horasan bölgesindeki Belh şehrinde doğmuştur. Fikirleri ve
kişiliği ile insanlığa sonsuz hoşgörünün güzelliğini kanıtlamıştır.
Mevlana’nın Hayatı
Mevlana’nın babası, Mevlana’nın doğduğu şehir olan
Belh şehrinin önde gelen insanlarından biridir ve zamanında ‘Bilginlerin
Sultanı’ ünvanı ile anılan bilge bir kişiliktir. Mevlana’nın annesi Mümine
Hatun’dur. Mümine Hatun ise Belh Emiri’nin kızı yani prensestir.
Mevlana Şems-i Tebrizi ile 15 Kasım 1244 yılında
tanışmıştır. Aralarındaki dostluk Mevlana’yı çok başka duygulara taşımış,
ufkunu açmış ve tam bir gönül adamı olmasını sağlamıştır.
Öyle ki Şems ile tanışana dek sakin öğrencileri ve
ailesi ile bir hayat geçiren Mevlana Şems ile tanıştıktan sonra tamamen
değişmiş, öğrencilerini ihmal etmiş ve hayatının her anını Şems ile
doldurmuştur.
Şems’e olan bu düşkünlüğü sonucunda Mevlana’nın
öğrencileri Şems’i ölümle tehdit etmişlerdir ve Şems de dayanamayıp uzaklara
gitmiştir. Bu duruma dayanamayan Mevlana yemeden, içmeden kesilmiş elden
ayaktan düşmüştür. Sonra Mevlana’nın öğrencileri yaptıklarına pişman olarak
Şems’i geri getirmişlerdir. Şems bir daha gidemesin diye Mevlana 18 yaşındaki
kızı ile 68 yaşındaki Şems’i evlendirmiştir. Bu evlilik dolayısıyla 18
yaşındaki kızı üzüntüden ölmüştür. Bir süre sonra da Şems öldürülmüştür.
Yaşamının tamamını ‘Hamdım, piştim, yandım’ şeklinde özetlemiş olan Mevlana 17
Aralık 1273 yılında vefat etmiştir. Mevlana cenaze gününe ‘Seb-i Arus’ yani
yeniden doğuş günü adını vermiştir. Vasiyetinde Şems’ten sonraki en yakın
arkadaşı Sadrettin Koneyi’nin cenaze namazını kıldırmasını istediğini
yazmıştır. Ancak cenaze sırasında Sadrettin Koneyi’nin bayılması sonucunda
namaz başka bir bilgin tarafından kıldırılmıştır.
Mevlana’nın Eserleri
Dünya çapında tanınan bilgin Mevlana, müthiş derin bir
hoşgörüye sahipti. Verdiği öğütler, yazdığı şiirler üstünden asırlar geçmiş
olmasına rağmen hala aynı derin duyguları okuyanlara yansıtabilmektedir.
Mevlana’nın hayatımıza ışık tutacak, gönüllerimizdeki
kapıları açıp, içimize işlemiş paslarımızı silecek birçok eseri bulunmaktadır.
Ancak huzura kavuşmak için kesinlikle uygulanması gereken yedi öğüdü de şu
şekildedir;
· Şefkat ve merhamette güneş gibi ol
·
Cömertlik ve yardım etmede akarsular gibi
ol
·
Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi
ol
·
Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol
·
Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi
ol
·
Hoşgörülülükte denizler gibi ol
·
Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün
gibi ol