12 Aralık 2016 Pazartesi

Borsanasiloynanir.co ile 3 Yıl Nasıl Geçti?

Merhaba değerli okurlar;

Sizlerle ilk tanışmamız, Borsanasiloynanir.co isimli web sitemiz sayesinde oldu. Hatta Borsanasiloynanir1.com desem daha doğru olacak. Çünkü yolumuza ilk olarak, bu isimle çıkmıştık. Daha sonra 1 ve m fazlalıklarını attık ve yolumuza bu şekilde devam ettik. Dile kolay, 2013 yılının Eylül ayından bu yana sizlerle bilgi paylaşımında bulunuyoruz ve daha da iyileriyle yolumuza devam edeceğiz.

Borsa Nasıl Oynanır aracılığıyla sizlere önce borsa piyasası hakkında bilgiler verdik. Daha sonra forex kategorisine de geçiş yaptık ve yatırım ile ilgili merak edilen birçok konuya yer verdik. Hatta ülkemizde yasal olmasa bile ikili opsiyon hakkında da sizleri bilgilendirdik. Kaleme aldığımız konularla ilgili olarak, sizlerden gelen mesaj ve yorumlar ise ne kadar doğru bir iş yaptığımızı bizlere gösterdi.

Borsa Nasıl Oynanır sitesinde 3 yılda meydana gelen değişikliklerden, dönüm noktalarından ve ileriye dönük planlarımızdan şu yazımızda bahsettik: http://borsanasiloynanir.co/borsa-nasil-oynanir-3-yasini-kutluyor/ Yapacağımız değişiklikler ve site gelişmeleri hakkında, sizleri haberdar etmeye de devam edeceğiz. Eğer sizlerin de istek ve önerileri varsa bizlere iletmenizi istiyoruz. Çünkü bizler, sizin için en kaliteli bilgileri bir araya getirmek istiyoruz ve sunacağınız önerileri kelimesi kelimesine dikkate alıyoruz.

İlk günden bugüne kadar, hep daha iyisini sizlere sunmaya çalıştık. Her yazımıza büyük bir özen gösteriyoruz ve merak edilen konular hakkında bilgi vermeye de devam edeceğiz. 3 koca yıl boyunca sizlerle bilgi paylaşımında bulunmaktan büyük zevk aldık. Bu nedenle yapılan diğer işlerden farklı olarak sizlere paranızı nasıl yönetmeniz gerektiği konusundan da bahsettik. Çünkü bir yatırımcının aynı zamanda bilinçli bir tüketici olması gerekmektedir. Kazancını arttırması, tasarruf sahibi olması ve birikim yapması, oldukça önemlidir. Bu konularda başarılı olan kişiler, yatırım konusunda da doğru adımlar atabilmektedir. Bizler de sizlere bu alanlardan bahsederek, doğru bilinen yanlışlardan iş fikirlerine kadar geniş bir alanda hizmet verdik. Tasarruf ve birikim konularını takip etmek için buraya göz atabilirsiniz: http://borsanasiloynanir.co/para-dunyasi/

Sitemizin 3. yılı ile 1000. yazısı aynı döneme denk geldi. Ayarlasak olmazdı emin olun! Ama bunların hepsini olumlu işaretler olarak totemlerimize dahil ediyoruz ve çok daha iyi konularla karşınızda olmak için güç topluyoruz. Sizlere bu bilgileri iletmek için sosyal medya ağlarımızı ve bloglarımızı da kullanıyoruz. Sonuçta internet döneminde yaşıyoruz ve bugünün gerektirdiği gibi hareket etmemiz gerekiyor, öyle değil mi? Anlayacağınız yazılarımızı, Twitter ve Facebook hesabımızdan aktif bir şekilde takip edebilirsiniz.

14 Kasım 2016 Pazartesi

Altın Hesapları Yatırımcısına Kazandırıyor mu?

Son birkaç yılın en popüler bankacılık ürünlerinden birisi, altın hesaplarıdır. Faiz getirisi olmayan altın için vade seçeneği ile belli bir ek getiri imkanı sunan bu ürünün, gerçekten karlı olup olmadığı merak ediliyor. Yıllardır bankalara olan güvenin verdiği avantajla birlikte, kişiler fiziki olarak sahip oldukları altınları hesaplara yatırıyor. Bankaların yüksek hesap işletim ücretlerinin ise tercih edilebilirlik düzeyinde belirleyici bir rol oynuyor.

Yatırım yapmak için banka altın hesaplarının ne kadar karlı bir yöntem olduğu, henüz netlik kazanmış değil. İlk başta büyük ilgi gören bu yatırım yöntemi, daha sonra hesap işletim ücreti gibi banka kesintileri nedeniyle tercih edilmemeye başladı. Yine de vadeli hesap seçeneği sunulması ve ekstra bir gelir elde edilebilmesi, hala büyük bir kitlenin ilgisini çekiyor. Altın yatırımı konusunda yastık altı yöntemlere göre daha karlı ve güvenli olduğu ise kesin olarak görülüyor.

Altın hesaplarında yapılan işlem kısaca şu şekildedir: Elinizde fiziki olarak bulunan altınları, sunduğu olanaklara göre seçtiğiniz bankaya götürürsünüz. Elbette altın eksperinin, bankada olduğu zamanları seçmeniz gerekmektedir. Çünkü elinizdeki altınlara, bu eksper bir değer biçecektir ve daha sonra hesabınız oluşturulacaktır. Bu eksper; elinizdeki altınları, 24 ayar saf altın bazında gram olarak hesaplayacaktır. Belirlediği gram altın miktarı ise hesabınıza yatırılacaktır. Daha sonra bu hesaba, gram bazında altın eklemeye devam edebilirsiniz. Hesabı bozdurmak istediğiniz zaman ise elinize ne götürdüğünüz altınlar ne de hesapta biriken altın geçecektir. Yalnızca hesapta biriken gram altının nakit karşılığını alabilirsiniz.

Banka altın hesaplarında söz konusu olan vade imkanı ise merkez bankaları tarafından belirlenen zorunlu karşılıklarla ilişkilidir. Yani bankalar, ellerinde altın bulundurmak zorundadır. Altın tasarrufu bulunan bankalar ise belli bir gelir elde etmektedir. Yatırımcıya sundukları ek geliri de bu şekilde verebiliyorlar. Kısaca banka, elinde altın bulundurduğu için belli bir kazanç sağlamaktadır ve bu kazancın bir kısmını müşterileri ile paylaşmaktadır. Banka altın hesaplarının tercih edilmesinde en etkili neden ise bu kazançtır. Bunun dışında bazı dezavantajları da bulunmaktadır. Hesap işletim ücreti gibi dezavantajlar nedeniyle yatırım için altın hesaplarının karlı olup olmadığı, büyük bir merak konusudur. Bu konuda detaylı bilgilere yer veren bu yazıya da göz atmanızı öneririm: http://www.altinfiyatlari.biz/haber/yatirim-icin-altin-hesabi-actirmak-mantikli-mi/

Eğer altın yatırımınızı, bu şekilde güvenle saklamak istiyorsanız banka altın hesapları iyi bir seçenektir. Ama yapmak istediğiniz daha karlı bir altın yatırımı ise diğer alternatifleri değerlendirmeniz gerekmektedir. Borsa veya forex piyasasında yapacağınız altın yatırımları, bankaların altın hesaplarına göre daha karlı yöntemlerdir. Özellikle forexte yapılan altın yatırımlarından, diğer piyasalara göre daha yüksek bir kazanç elde edebilirsiniz. Bunun nedeni ise forex piyasasının, çok daha farklı bir yapıya ve işlem özelliklerine sahip olmasıdır. Altına yatırım yöntemlerini tek tek ele almanızı ve buna göre bir seçim yapmanızı öneririz. Sizin beklentilerinize uygun bir yatırım olması gerektiğini unutmamalısınız.

18 Ekim 2016 Salı

Müzik Gerçekten Ruhun Gıdasıdır!

Müzik hepimiz için farklı bir anlam taşır. Herkesin sevdiği ve kendini iyi hissettiği bir müzik türü vardır. Ayrıca her ruh halimize göre bir müzik türünü dinlemeyi seviyoruz değil mi? Duygusal olduğumuzda farklı, mutlu olduğumuzda farklı bir müziği dinlemeyi tercih ediyoruz. Müziğin gerçekten ruhun gıdası olduğunun kanıtı da budur.

Yapılan araştırmalar da müziğin, insana gerçekten iyi geldiğini kanıtlıyor. Hatta uyku düzensizliğinden hastalıklara kadar geniş bir alanda, müziğin iyileştirici etkisi olduğu söyleniyor. Bu nedenle de her gün en az yarım saat müzik dinlemenin oldukça önemli olduğundan sürekli bahsediliyor. Ben de bugün sizlere müzik 5 faydasından bahsetmek istiyorum:

Beynimizi Dinç Tutuyor


Evet, müzik dinlemek beynimizi dinç tutuyor. Beyin fonksiyonları, bildiğiniz gibi yaş ilerledikçe yavaşlıyor ve nöronlar arası iletişimde aksaklıklar yaşanıyor. Bu nedenle de yaş ilerledikçe unutkanlık artıyor. Unutkanlığı önlemek için birçok besin önerisi yapıldığı gibi aktivite önerileri de yapıyor. Örneğin spor yapmak, bulmaca çözmek gibi tavsiyeler veriliyor. İşte bu tavsiyelerin arasında müziği de ekleyelim. Müzik dinlemek ve özellikle bir enstrüman çalmak, beyin fonksiyonlarının yüksek düzeyde çalışmasını sağlıyor. Zihinsel gelişimde de oldukça önemli olduğu biliniyor.

Çocuklarda Zeka Gelişimini Olumlu Etkiliyor


Müziğin özellikle çocuklar üzerinde pek fazla olumlu etkisi bulunuyor. Okul öncesi ve ilkokul çağındaki çocuklar üzerinde yapılan araştırmalar da bunu kanıtlıyor. Bu araştırmaya katılan çocuklarda müzik dinleyenlerin, bilmedikleri kelimeleri daha kolay kavradıkları ve kelimelerin anlamlarını açıklayabildikleri görülmüştür. Aynı zamanda ilkokul çağındaki öğrencilerde görsel ve sözel zeka gelişiminin de olumlu etkilendiği gözlenmiştir.

Mutluluk Veriyor


Müziğin birçok dalı bulunuyor. Dinlediğimiz bazı müzik türleri, hüzünlendirirken, bazıları sevindiriyor. Bazıları ise inanılmaz bir enerji veriyor. Bunun bilimsel açıklaması ise şu şekilde; hangi tarz olursa olsun müzik iyi hissetmemizi sağlayan dopamin ve serotonin gibi hormonların salgılanmasına yardımcı oluyor. Aynı zamanda kaygıyı ve stresi de azaltıyor.

Kalp Sağlığını Koruyor


Kalp hastaları üzerinde yapılan bir araştırmaya göre; kalp ameliyatı öncesinde, sevdikleri müziğin dinletildiği hastaların daha çok endorfin hormonu salgıladığı görülmüştür. Ameliyat esnasında ve sonrasında da kan basıncı ile ritminin normal düzeyde olduğu tespit edilmiştir. Kaygıyı azalttığından bahsetmiştik. Ameliyat öncesi oluşan kaygının azaltılması konusunda da müziğin oldukça faydalı olduğu gözlenmiştir. Aynı zamanda ameliyat sonrasında daha az ağrının hissedildiği de araştırma sonucunda ortaya çıkan bilgilerdendir.

Uyku Düzenini Sağlıyor


Gün içerisinde müzik veya favori sanatçınızı dinlemek, yaşadığınız stresten uzaklaşmanızı sağlıyor. Böylece derin ve huzurlu bir uyku çekmenizi sağlıyor. Özellikle uyku problemi çeken kişiler için en iyi ilaç olduğundan bahsediliyor.

17 Ekim 2016 Pazartesi

Forex Borsadan Daha Çok mu Kazandırıyor?

Forex piyasasından övgülerle bahsedildiğini mutlaka duymuşsunuzdur. Bu yazılarda, borsanın ister istemez canavar gibi gösterildiği de olmuştur. Karşılaştırma yaparken genellikle öyle bir izlenim oluşmaktadır. Ama realistik bir şekilde karşılaştırıldığında ve objektif bilgiler verildiği zaman, gerçekten forex piyasasının borsadan çok daha kazançlı bir yer olduğu da anlaşılmaktadır. En azından benim düşüncem bu şekilde. Birçok yönden forex piyasasının sunduğu olanaklar, borsadan çok daha iyidir.

Borsa, eski çağlardan beri yatırımcılara hizmet veren bir piyasadır. Bu yönüyle daha çok güven duyulduğunu söyleyebiliriz. Ama dolandırıcılık, manipülasyon gibi durumların sıklıkla görülmesi nedeniyle tam olarak güvenli bir yerdir de diyemeyiz. Eğer siz bilinçli bir şekilde borsada varlığınızı sürdürebilirseniz güvenli bir yerdir. Yani bir yatırımcı olarak size çok iş düşüyor. Aynı durum forex piyasasında, yasal olmayan aracı kurumlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunun dışında, forex piyasası manipülasyona kapalıdır. Yüksek bir işlem hacmine sahip olduğu için manipülasyon pek mümkün de değildir.

İşlem özellikleri bakımından iki piyasa karşılaştırıldığı zaman forexin birkaç adım daha önce çıktığı kolayca anlaşılmaktadır. Çift yönlü işlemlerin kolay bir şekilde yapılabilmesi, kaldıraç oranları sayesinde kısa vadede daha yüksek bir kar elde edilmesi, risklerin sınırlandırılabilmesi gibi birçok avantaj forexte bulunmaktadır. Çift yönlü işlem özelliği sayesinde yapılan açığa satış işlemi, borsada da söz konusudur; ama genel olarak yüksek risk içerdiği için tercih edilmemektedir. Kaldıraç oranları ve zarar durdur gibi bir emir ise borsada yoktur. Bu 3 özellik bile forex piyasasını öne taşımaktadır. Diğer özelliklerle birlikte iki piyasanın birbiri ile karşılaştırılması ve neden borsa yerine forex sorusunun cevabını buradan öğrenebilirsiniz.

Yatırım aracı anlamında da forex piyasası, borsaya göre daha avantajlıdır. Oldukça geniş bir yatırım aracı çeşitliliği bulunmaktadır. Fiziki olmayan şekillerde internet üzerinden 5/24 gerçekleştirilen forex işlemleri sayesinde kısa vadede yüksek kar elde edebilirsiniz. Günlük işlem hacminin 10 trilyon dolar gibi yüksek seviyelere ulaşması anlık fiyat dalgalanmalarından bile kar etmenizi sağlamaktadır. Örneğin altın fiyatlarında görülen düzensiz dalgalanmalar, borsada zarar etmenize neden olabilirken, forex piyasasında bir avantaja dönüştürülebilir. Altın işlemlerinin borsada mı, forexte mi yapılması gerektiği hakkında buradaki bilgilere göz atmanızı öneririm.

Yeni nesil ve küresel bir piyasa olan forex, işlem özellikleri sayesinde borsaya göre daha çok kazandırıyor diyebiliriz. Ama burada dikkat edilmesi gereken nokta, iyi bir bilgi ve deneyime sahip olmanız gerektiğidir. Hem borsada hem de forex piyasasında başarılı bir şekilde yatırım yaparak, para kazanabilmek için mutlaka bilinçli yatırımcılar olmalısınız. Bu noktada ise forex aracı kurumları tarafından verilen ücretsiz eğitim olanaklarından faydalanarak kısa sürede bilgi sahibi olabilirsiniz. İnternet üzerinden isteyen herkesin faydalanabildiği bu eğitimlerin, hiçbir bağlayıcılığı da bulunmamaktadır. Yani bir A şirketinin eğitimlerinden faydalandığınız için o kurumda hesap açtıracaksınız diye bir zorunluluğunuz yoktur. Birkaç farklı kurumun eğitiminden faydalanabilir ve istediğinizi seçebilirsiniz.

Toplumumuzda forex piyasası ile ilgili bazı ön yargılar da bulunmaktadır. Hatta genel olarak finans piyasalarında yapılan yatırımlara karşı ön yargılı bakılmaktadır. Forex piyasasına girmeyi engelleyen ön yargılara buradan göz atabilirsiniz. Bunun nedeni de aslında piyasalar hakkında bilinçsiz olmamızdır. Yani borsa veya forexte yapılan işlemlerin, kumardan farksız olduğunu düşünmek son derece yanlıştır. Eğer iki piyasa hakkında da bu şekilde yorum yapan birisiyle karşılaşırsanız hiçbir şey bilmediğini anlayabilirsiniz. Çünkü her şeyden önce yatırım yapmanın mantığı, geleceğe hazırlıktır. Borsa ve forex piyasaları da size bu imkanı veren en iyi ortamlardandır.

Bilinmelidir ki; yapılacak herhangi bir iş hakkında bilginiz olmadan nasıl başarılı olamıyorsanız borsa veya forexte de olamazsınız. Bu piyasaların işleyiş mekanizması ve mantığı nedir öğrenmelisiniz. İşlemleri nasıl gerçekleştireceğinizi bilmeli ve nasıl bir yatırımcı profiliniz olduğunu belirlemelisiniz. Bu konularda eksiklerinizi gidermeden başarılı olamayacağınızı unutmamalısınız.

5 Eylül 2016 Pazartesi

Enflasyon ve Faiz Oranı Nedir?

Hemen hemen her gün televizyonda, internette haberlerde enflasyon ve faiz sözcüklerini duyarsınız. Enflasyon oranı yükseldi, düştü gibi terimlere aşinayızdır. Ama herkesin bu konuda yeterli bilgiye sahip olmadığını düşünüyorum. Peki, enflasyon ve faiz oranı nedir? Hesaplaması nasıl yapılır ve bu oranları kim belirler? Gelin  bu soruların cevaplarını başlıklar altında hep birlikte yanıtlandıralım.


Enflasyon Oranı Nedir?


Enflasyon, fiyatların genel düzeyinin sürekli ve hızlı olarak artması olarak tanımlanabilmektedir. Tüketim mal ve malzemelerinin fiyatlarının devamlı olarak yükselmesi ve paranın değerinin düşmesi enflasyon anlamına gelmektedir. Enflasyon ekonominin en önemli sorunudur ve ev hanımından milyarlık iş adamına kadar herkesi olumsuz etkilemektedir.

Ülkede üretilen mal ve hizmetler, tüketicinin gereksinimlerini karşılayamadığı zaman talepler artar ve dolayısıyla mal ve hizmetin fiyatı da artar. Tıpkı açık artırma gibi parası çok olan hizmeti alır, parası yetmeyen açıkta kalır. İşte bu talep enflasyonunu azaltmak için ya üretimi artırıcı tedbirler alınmalı ya da toplam talebi azaltmaya yönelik önlemler alınmalıdır. Aksi halde talepler karşılanamadığından ekonomik kriz yaşanır.

İlginizi Çekebilir: Darbe Girişimi Sonrasında Borsanın ve Türk Lirasının Durumu

Ülkede bir sebepten dolayı üretimde kullanılan kaynakların fiyatları arttığında üretim maliyetleri yükselir. Bu sebeple de üretilen ürünlerin fiyatları artar. Her hangi bir üründe fiyat arttığında müşterilerin alım güçleri düşecek ve toplam talep azalacaktır. Müşterilerin talebi azaldığında tabi ki de piyasalarda durgunluk meydana gelir. Bu şekilde maliyet enflasyonu özellikle ithalatı çok yapan ülkelerde yaşanmaktadır.


Enflasyonun Sonuçları Nelerdir?


Enflasyonun en önemli sonuçları tabi ki de ekonomi ile ilgilidir. Enflasyon oranı yükselince fiyatlar artar ve üretici beklediği karı elde edemez ve tüketici ihtiyaçlarını karşılayamaz. Üretim yapmak isteği körelir ve üreticiler ellerindeki nakit parayı üretim dışındaki alanlara kaydırırlar. Üretim piyasasında önce dalgalanma sonra da durgunluk yaşanır.

Üretim azaldığında üretilen mal iç piyasaya bile yetmediği için ihracat durma noktasına gelir. En son olarak da bütçe açığı artar ve ülke dış borçlanma yoluna gider. Enflasyonun sosyal sonuçları da en az ekonomik sonuçlar kadar ciddidir. Enflasyon oranı artınca halkın refah düzeyi düşer. Çünkü maaş ve ücretlerde artış olmaz. Toplumda gelir dağılımında dengesizlik ve adaletsizlik olduğundan huzursuzluk baş gösterir.


Enflasyonla Nasıl Mücadele Edilir?


Enflasyonla mücadele etmek için devlet, firmalar ve halk hep birlikte hareket etmelidirler. Öncelikle devlet; para politikasını ülkenin şartlarına uygun olarak düzenlemeli, personel politikasına özen göstermeli, gelir ve giderler arasında farkı açmamaya özen göstermelidir. Firmalar, verimi artıracak tedbir almalı ve vergiler gerçeği yansıtmalı ve zamanında ödemelidirler. Tüketiciler ise gereksiz harcamalardan kaçınmalı ve lüksten uzak durmalıdırlar.


Faiz Oranı Nedir?


Faizin en genel ve yüzeysel açıklaması ödünç alınan bir paranın fiyatı, oranıdır. Faiz oranları belirli bir zaman dilimi başına kullanılan miktarın bir yüzdesi olarak anlatılır. Faiz oranları genelde yıllık olarak belirlenir. Faiz oranı, aslında parayı elde edebilmenin maliyeti veya paranın getirisidir. Faiz oranı paranın o dönemki değeri ile birebir ilişkilidir. Merkez bankası ülke ekonomisindeki duruma göre, faiz oranını yükseltmeyi ya da düşürmeyi tercih edebilir. İşte merkez bankasının ülke şartlarına göre düzenlediği faiz oranı düşüş ve yükselişleri tüm toplumun refahı ve yaşamını doğrudan etkilemektedir.

18 Temmuz 2016 Pazartesi

Darbe Girişimi Sonrasında Borsa ve Türk Lirasının Durumu

15 Temmuz Cuma akşamı gerçekleşen darbe girişimi bastırıldı; ama geride bıraktığı izler büyük bir merakla izleniyor. Ekonomi dünyasına ise uzun süreli olumsuz bir etkinin olması beklenmiyor. Darbe girişiminin olduğu akşam Türk lirası, 2,89 seviyesinden 3,05 seviyesine fırladı. Borsa ise kapalıydı. Yeni haftanın ilk işlem gününde BIST 100 endeksinin hangi yönde ilerleyeceği merak ediliyordu. Beklenen gün geldi çattı ve borsa güne %2,5 oranında düşüşle başlangıç yaptı.

BIST 100 endeksi, darbe girişimi sonrasında ilk işlem gününe 80.755,89 puandan başladı. Ardından % 4,81 oranında bir düşüş daha gerçekleştirerek 78 bin 845 puana geriledi. Bu düşüşe Türk Hava Yolları hisseleri ve bankacılık sektörü öncülük etti. Uzmanlar piyasalarda görülen bu durumun kalıcı olmadığını belirtiyor. Borsa İstanbul'da sert satışlar meydana gelmeye devam ediyor. 16:25 sularında yaşanan kayıplar, % 8,5'e ulaştı. BIST 100 Endeksi % 8,7 oranında düşüşle 75 bin 595 puandan işlem görmeye başladı. Borsanasiloynanir.co'nun bugünkü haberine göre uzmanlar, bu düşüşlerin kalıcı olmadığını ve bir süre sonra piyasaların normal seyrine döneceğini tahmin ediyor.

Haftanın ilk işlem gününde erken saatlerde Türk lirası, darbe girişimi ile yaşadığı kayıpların yarısını geri almayı başardı. Bugün Türk lirası dolar karşısında % 2'nin üzerinde değer kazandı ve % 1,85 eksi ile 2,96 seviyesinde seyretmeye başladı. Darbe girişiminin yapıldığı gün ise ülke kontrolünün TSK tarafından ele geçirildiği haberleri ile % 4,6 oranında değer kaybetti. Bu düşüş ile 8 yılın en sert düşüşünü gerçekleştirmiş oldu.

Askeri darbe girişiminin püskürtüldüğü haberleri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamaları sonrasında Türk lirası kayıplarının büyük birçoğunu geri aldı ve yükselişe geçti. Yeni haftaya % 2 civarında bir yükselişle 2,96 seviyesinden başlangıç yaptı. Türk lirasında yaşanan düşüşü birçok analist ve uzman yorumladı. Londra'daki Commerzbank AG analisti Tatha Ghose, ilk yorumları yapanlardan oldu. Ghose, darbe girişiminin ekonomiye uzun dönemli zararın değerlendirmesi yapılmadan önce, yaşanan sert düşüşün satın alınacağını belirtti.

Oynaklığı yüksek olan fiyatların, yatırımcılar için iyi bir fırsat olduğunu da belirtiliyor. Türk lirasının işleme açıldığı ilk gün, izleyeceği yol merak ediliyordu. Uzmanlar, Türk lirasının belli bir oynaklık süreci geçireceğini tahmin ediyordu ve beklendiği gibi oldu. Yatırımcılar, meydana gelen oynaklığı bir alım fırsatı olarak değerlendirdi ve dolar/TL kurundaki seyir 2,90 – 2,95 bandında gerçekleşti.

Kalıcı bir hasar beklenmiyordu ve darbe sonrası yeni haftanın ilk işlem gününde kalıcı bir hasar olmadığı anlaşıldı. Orta ve kısa vadeli yatırımcılar için piyasalarda oluşan oynaklık alım fırsatı olarak değerlendirildi. Bu sayede de döviz kurunda kötümserlik uzaklaştı.

15 Temmuz 2016 Cuma

Dünyaca Ünlü Bankalar Türk Lirasının Gidişatını Yorumluyor

Dolar/TL kurunda, Temmuz ayıyla birlikte bir iyimserlik yaşanmaya başladı. Önce İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden ayrılma kararı, ardından FED tarafından yaşanan gelişmelerle kur, 2,88 seviyelerinde gezmeye başladı. Bu durum ise birçok banka tarafından yorumlanmaya başladı ve yılsonu için dolar/TL tahminleri revize edildi. Merkez bankalarından gelen teşvik beklentilerinin yaratmış olduğu iyimserlik ve küresel anlamda artan risk iştahı ile kur, 2,90 seviyesinin altında seyretmeye başladı.

Gelişmiş ülkelerin, merkez bankalarının beklenen teşvik adımları ile FED'in faiz artırımını erteleyeceği beklentileri, dolar/TL kuruna yaradı. Dün açıklanan cari işlemler ve sanayi üretim verilerinin, tahminlerden daha iyi gelmesi, küresel piyasalardaki risk iştahı gibi etkilerle dolar/TL, 2,8760 seviyesine kadar geriledi. Bugüne ise 2,8851 liradan başladı. Euro tarafında ise 3,21 seviyeleri söz konusu.

Bugün Morgan Stanley ve Credit Agricole, Türk lirasının dışsal faktörlerin şimdilik destekleyici olduğunu belirtirken, risklerin yeniden belirgin hale gelebileceğine dikkat çekti.

Credit Agricole tarafından yapılan Dolar/TL yorumu:

Credit Agricole stratejistleri, Türk lirası ile birlikte Güney Afrika randında da yerel hikayelerin hala negatif olması ve küresel ortamın yeniden kötüleşebileceği durumunda siyasi risklerin yeniden belirmesi olasılığı gördüklerini dile getirdiler. Bu nedenle de yeterli değeri görmediklerini söylediler. Credit Agricole, Avrupa para birimlerini özellikle Polonya zlotisini tercih ettiğine de dikkat çektiler. Bunun nedeni olarak da Polonya'nın yanlış bir şekilde Brexit'e en duyarlı ülke olarak algılanmasını gösterdiler.

Morgan Stanley tarafından yapılan Dolar/TL yorumu:

Morgan Stanley'in yayınlamış olduğu müşteri notunda ise tahvil girişlerinde görülen uzun süreli bir iyileşmeden dolayı Türk lirasının destek bulduğu belirtildi. Söz konusu olabilecek risklerin, 2016 yılının ikinci yarısında artmakta olduğu söylendi. Ama henüz Türk lirasının zayıflayacağına dair pozisyon almayacaklarına dikkat çektiler. Bunun nedeni olarak da dış faktörlerin destekleyici olmaya devam edeceğini gösterdiler.

Türkiye için diğer bir yorum JP Morgan'dan geldi:

15 Temmuz tarihli küresel gelişen piyasalar hisse senetleri araştırma raporunu yayınlayan JP Morgan, gelişen piyasaların durumunun şu an mevcut olağan senaryoyu takip ettiğini dile getirdiler. Bu senaryoya göre 5 yıllık sıkılaştırma döngüsünün sona erdiği biliniyor. Buna bağlı olarak yayınlanan raporda, nominal faiz oranlarıyla beraber düşen reel faizler ve görece yüksek ÜFE işaret ediliyor. Enerji – emtia fiyatlarının ve Çin'in eski ekonomisinin istikrara kavuşması da sıkılaştırma döneminin sona ermesine ilişkin dikkat çekilen diğer noktalardan.

Türkiye için nötr olan tavsiyesini tekrarlayan JP Morgan, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun görevden ayrılmasının ardından 5 Mayıs'ta ağırlık artır olan tavsiyesini nötr olarak değiştirmişti. Yeni raporunda bu görüşünü devam ettiren JP, Morgan, yeni başbakanın AKP'nin kurucularından olduğu ve yatırımcılar tarafından saygı gören Mehmet Şimşek'in başbakan yardımcısı olarak yeni kabinede yerini korumasının altını da çizdi. Turizm gelirlerinin düşecek olması, petrol fiyatlarının ise 2016 yılının ikinci yarısında yıllık ortalamanın üzerine tırmanacak olmasıyla birlikte gelişmelerin son bulacağına da dikkat çekti.

25 Nisan 2016 Pazartesi

Petrol Almak İsteyenler Ne Yapmalı?

Petrol, kullanım alanları keşfedildiğinden bu yana dünya ekonomisi üzerinde ve insan yaşamında çok güçlü etkisi olan bir faktör olmuştur. Hem üretim sektörü hem de günlük hayat içinde kullanımı olması yönüyle yakıt ve ham ürün olarak kullanılma özelliğine sahiptir. Günümüzdeki yaşam koşullarına bakıldığında ise petrol olmadan konfor çerçevesinde yaşam neredeyse olanaksız görünmektedir.

Petrol hızla artan değer hacmi dolayısıyla yalnızca üretim ve kullanım amacının dışında artık yatırım aracı olarak da karşımıza çıkmaktadır. Bu yönüyle de petrol; dolar ve altın ile birlikte en az onların hacmi kadar büyük hacimli bir yatırım aracı olmuştur. Yatırım amaçlı kullanılmasının başlaması ile birlikte de siyah altın olarak adlandırılmaya başlanmıştır.

Yatırım piyasası içerisinde hızlı değişimleri olan petrol, ekonomi üzerinde de etkili olan bir faktör olmaktadır. Ekonomi üzerindeki etkisinin artıp azalması ise büyük petrol şirketlerinin izlediği politikalar ile gerçekleşmektedir.

Petrol ve Yatırımdaki Etkisi


Petrol, günümüzde tüm dünya ekonomisini etkileyen bir yatırım aracı olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu yönüyle petrol, ekonomi üzerinde düzensiz değişimler ile dünya ekonomisini olumsuz yönde de etkileyebilmektedir.

Borsa işlemcilerinin siyah altın olarak adlandırdığı petrol, diğer yatırım araçları gibi kendine özel işlem hacmi sebebi ile birlikte petrol borsasını yaratmaktadır. Bu yönüyle petrol en geniş hacimli borsaya büyük petrol yatakları olan ülkelerde sahip olmaktadır.

Petrol ile fiziki satın almanın dışında borsa içerisinde yapılan yatırımlar son yıllarda oldukça popüler hale gelmiştir. Bu satın alma biçimi günümüz teknolojisi ile internet üzerinden yapılabilmektedir.

İnternet üzerinden petrol bazlı borsa yatırımları yapılması sayesinde petrol alım satımları hem daha hızlı hale gelmiş hem de taşıma sorunları ortadan kalktığı için daha güvenli kazançlar elde edilmeye başlanmıştır.

Petrolün Borsadaki Yerinin Önemi


Borsa üzerindeki düşüş ve yükselişler borsa yatırımcılarını anlık olarak büyük kayıplar vererek etkilemektedir. Ancak günümüz teknolojisi ile fiziki olmayan yatırımların internet üzerinden yapılabiliyor ve saniyelik finans değişimlerinin izlenebiliyor olması ciddi bir avantaj haline gelmiştir. Dünya ekonomisi üzerindeki dalgalanmalar sebebi ile çok sık değişen altın ve dolar fiyatları yatırımcıları kötü etkilemeye başlamış olsa da göz ardı edilmemesi gereken siyah altın yatırımının gücü bu kaybı nötrlemeye yetecek hacimdedir.

Borsa üzerindeki petrol fiyatlarının hızlı değişimleri akaryakıt bazında fiyatları büyük oranda etkilemiyor olsa da ekonomi üzerinde ciddi etkilere sebep olabilmektedir. Ancak internet üzerinden yapılabilen yatırımlar ve sıkı takip imkânı sağlayan sistemler sayesinde düşüşler dahi avantaja dönüştürülebilecektir.

Petrolün borsa üzerinde en etkili olduğu kanal ise New York Mercantile Exchange ismi ile anılmaktadır. Bu borsa kanalı dünyada ilk kez petrol bazlı yatırım yapılmış olan bir kanaldır.

Petrol Almak Ne Kadar Doğru Olur?


Borsa üzerinde petrol fiyatlarının hızlı değişimleri dışarıdan bakıldığında korkutucu görünse bile, akıllı yatırım yöntemleri ile bu durum avantaja çevrilebilmektedir. Petrolün borsa üzerinde özellikle düşüşe geçtiği zamanlar tam anlamıyla alım fırsatı olacaktır.

Petrole yatırım yapmak elbette büyük kazanç sağlayabileceği gibi büyük oranda kayıplara da sebep olabilecektir. Bu durumda petrole yatırım yapıldığında kayıp yaşanmaması adına borsa kanalları ve hareketleri konusunda tecrübeli olmak önemli olacaktır.

Deneyim kazanmadan yatırım yapılması durumunda riskli durumlara girilmiş olunabileceğinden borsa konusunda deneme hesapları ile borsa dilini çözmek en etkili yöntem olacaktır.

Borsa üzerinde petrol yatırımı yapıldığında kısa vadede kar sağlanması isteniyorsa eğer, Petrol yatırımı için petrolün düşüş ve çıkışı sıkı takip edilmelidir. Profesyonel borsacıların petrol yatırımı konusundaki tavsiyeleri ise petrol fiyatları borsa üzerinde düştüğünde satış işlemi yapılmasından yana olmaktadır. Bunun paralelinde petrol fiyatları borsa üzerinde yükselişe geçtiğinde ise alış işlemi yapılması en doğru yöntem olacaktır.

10 Şubat 2016 Çarşamba

Borsa Dolandırıcıları Yatırımcıların Yakasını Bırakmıyor

Son yıllarda borsada yaşanan dolandırıcılıklarla ilgili haberler hız kesmiyor. Kendini borsa uzmanı olarak tanıtan kişiler, acemi yatırımcıların ve borsadan büyük paralar kazanmayı hayal eden kişilerin acını yakmaya devam ediyor. Bildiğiniz gibi borsada manipülasyon, yasaktır ve yapan kişilere hapis ile para cezası uygulanmaktadır. Elbette bunun için bu kişilerin tespit edilebilmesi gerekiyor.

Hemen her şeyimizi yaşadığımız sosyal medyada, yatırımlarımızı da paylaşmaktan çekinmiyor. Elbette bu durum, dolandırıcıların dikkatinden de kaçmıyor. Kendilerine seçtikleri kurbanların, parasını dolandırmak için birçok yöntem deniyorlar. Bunlar arasında en masum görünen ise sosyal ağlarda kendini din kardeşi olarak gösterip hisse senedi önerisinde bulunanlar. Bu kişiler, paylaşımları ile kendilerini melek gösteriyorlar ve kendilerini borsa uzmanı olarak tanıttıktan sonra kurulan gizli gruplarda hisse önerisi veriyorlar.

Manipülatörlerle birlikte çalıştığı düşünülen sosyal medya dolandırıcıları, hayran kitlesini arttırmayı ilk hedef görüyor. Bunu yapmak için hassas konulara dair paylaşımlar yapıyor ve ardından gizli gruplar, sayfalar oluşturuluyor. Bu sayfalardan birkaç tanesine muhtemelen denk gelmişsinizdir. Geçtiğimiz günlerde Borsa Gündem tarafından yapılan bu haber, birçok kişinin canını nasıl yaktıklarını gözler önüne serdi.

Borsanasiloynanir.co adresinde kaleme aldığım "Sosyal Medyadan Borsa Dolandırıcılığı" isimli yazımda da bu konuya yer vermiştim. Başarılı ve bilinçli bir yatırımcı yaptığı işlemleri, portföyünü, kar – zarar durumunu kimseyle paylaşmaz. Sizlerinde bu şekilde davranması gerekiyor ve özellikle bilgi eksikliği yaşadığınız durumlar söz konusu ise eğitimlerle kendinizi desteklemelisiniz. Bir hisse senedi tüyosu aramak yerine kendi bilgileriniz, analizlerini ve piyasa yorumlarınızla hisse seçimi yapmalısınız.

Diğer bir borsa dolandırıcılığı geçtiğimiz günlerde Antalya'da yaşandı. Kendini 'borsa kralı' olarak tanıtan 3 kişi, borsa vaadiyle birçok kişinin parasını dolandırdı. Aldıkları paralarla kayıplara karışan kişiler hakkında iddianame hazırlandı. 28 kişiden borsada değerlendirmek için yüklü miktarda para toplayan bu kişiler, Cumhuriyet Savcısı Yasin Arslan tarafından takibe alındı ve bir kişinin bu dolandırıcılara tam 208 bin lira kaptırdığı ortaya çıktı. Bu kişilerin 300 kadar kişiyi dolandırdığı biliniyor. Çakma borsa kralları haberinin detayları için tıklayın.

Borsada böyle kişilere itibar etmemeniz gerektiğini sürekli sizlere anlatıyor. Eğer gerçekten borsada yatırım yaparak bir gelir elde etmek istiyorsanız, kendinizi geliştirmeli, bilgi ve deneyim kazanmalısınız. Kendiniz için stratejiler geliştirmeli ve başkalarından tüyo beklemek yerine kendi hisselerinizi belirlemelisiniz.

"Unutmayın; at yarışı gibi tüyo bekleyen adamdan borsacı olmaz!"

15 Ocak 2016 Cuma

Mevlana Kimdir? Hayatı ve Eserleri

Mevlana, asıl adı ile Muhammed Celaleddin olan bir bilgindir. Afganistanda doğmuş ve uzun yıllar Türkiye’de yaşamıştır. Annesi Harzemşahlar İmparatorluğundan bir prenses babası ise dönemin en bilgin insanlarındandır.

Mevlana’nın asıl ismi ile değil de Mevlana Celaleddin-i Rumi diye anılmasının ise bir hikâyesi vardır. Mevlana efendimiz anlamına gelen bir isimdir. Rumi ise Anadolu manasına gelmektedir. Anadolu’nun merkezi sayılan Konya’da uzun yıllar yaşamış olması dolayısıyla bu isimler ona verilmiş ve adeta ismi yerine sembolü olmuştur.

Mevlana çok uzun yıllar Konya bölgesinde yaşamış ve burada vefat etmiştir. Günümüzde Mevlana türbesi Konya’da bulunmaktadır ve binlerce ziyaretçi akınına uğramaktadır. Mevlana tüm dünya tarafından tanınan ve sevilen bir fikir adamı olmuştur. Zamanın sanatçılarından ünlü Alman şair Goethe ve ünlü ressam Rembrant Mevlana’yı ilgi ile takip etmiş ve büyülenmişlerdir. Mevlana birçok yüreğe ilham kaynağı olmuştur. Öyle ki Pakistanlı bir adam Mevlana’dan aldığı ilham ile Pakistan’ın en büyük şairi olmuştur.

Mevlana Kimdir?

Mevlana hem İslam hem de gayri İslam milletlerce tanınan ve sevilen bir bilgedir. Afganistanda dünyaya gelmiş ve ömrünün uzun bir dönemini Türkiye’de Konya’da geçirmiştir.
Doğum tarihi tam olarak 30 Eylül 1207 olan Mevlana Afganistan’ın Horasan bölgesindeki Belh şehrinde doğmuştur. Fikirleri ve kişiliği ile insanlığa sonsuz hoşgörünün güzelliğini kanıtlamıştır.

Mevlana’nın Hayatı

Mevlana’nın babası, Mevlana’nın doğduğu şehir olan Belh şehrinin önde gelen insanlarından biridir ve zamanında ‘Bilginlerin Sultanı’ ünvanı ile anılan bilge bir kişiliktir. Mevlana’nın annesi Mümine Hatun’dur. Mümine Hatun ise Belh Emiri’nin kızı yani prensestir.

Mevlana Şems-i Tebrizi ile 15 Kasım 1244 yılında tanışmıştır. Aralarındaki dostluk Mevlana’yı çok başka duygulara taşımış, ufkunu açmış ve tam bir gönül adamı olmasını sağlamıştır.
Öyle ki Şems ile tanışana dek sakin öğrencileri ve ailesi ile bir hayat geçiren Mevlana Şems ile tanıştıktan sonra tamamen değişmiş, öğrencilerini ihmal etmiş ve hayatının her anını Şems ile doldurmuştur.

Şems’e olan bu düşkünlüğü sonucunda Mevlana’nın öğrencileri Şems’i ölümle tehdit etmişlerdir ve Şems de dayanamayıp uzaklara gitmiştir. Bu duruma dayanamayan Mevlana yemeden, içmeden kesilmiş elden ayaktan düşmüştür. Sonra Mevlana’nın öğrencileri yaptıklarına pişman olarak Şems’i geri getirmişlerdir. Şems bir daha gidemesin diye Mevlana 18 yaşındaki kızı ile 68 yaşındaki Şems’i evlendirmiştir. Bu evlilik dolayısıyla 18 yaşındaki kızı üzüntüden ölmüştür. Bir süre sonra da Şems öldürülmüştür.

Yaşamının tamamını ‘Hamdım, piştim, yandım’ şeklinde özetlemiş olan Mevlana 17 Aralık 1273 yılında vefat etmiştir. Mevlana cenaze gününe ‘Seb-i Arus’ yani yeniden doğuş günü adını vermiştir. Vasiyetinde Şems’ten sonraki en yakın arkadaşı Sadrettin Koneyi’nin cenaze namazını kıldırmasını istediğini yazmıştır. Ancak cenaze sırasında Sadrettin Koneyi’nin bayılması sonucunda namaz başka bir bilgin tarafından kıldırılmıştır.

Mevlana’nın Eserleri

Dünya çapında tanınan bilgin Mevlana, müthiş derin bir hoşgörüye sahipti. Verdiği öğütler, yazdığı şiirler üstünden asırlar geçmiş olmasına rağmen hala aynı derin duyguları okuyanlara yansıtabilmektedir.

Mevlana’nın hayatımıza ışık tutacak, gönüllerimizdeki kapıları açıp, içimize işlemiş paslarımızı silecek birçok eseri bulunmaktadır. Ancak huzura kavuşmak için kesinlikle uygulanması gereken yedi öğüdü de şu şekildedir;

·        Şefkat ve merhamette güneş gibi ol
·         Cömertlik ve yardım etmede akarsular gibi ol
·         Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol
·         Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol
·         Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol
·         Hoşgörülülükte denizler gibi ol
·         Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol

11 Ocak 2016 Pazartesi

Dolar Yatırımı Hangi Piyasada Yapılmalı?

Dünya üzerindeki para birimleri arasında en yüksek değere sahip olan para birimi elbette dolar. Dünya üzerindeki tüm ülkelerde iç olaylar sonucunda dolar fiyatının oynaması ile birlikte ülke içindeki enflasyon oranları çok ciddi oranlarda değişebilmektedir. Bu durum da doların tüm dünya ülkeleri üzerinde ve dünya ekonomi döngüsü üzerindeki etkisini açıkça ortaya koyabilmektedir. 

Bununla birlikte yatırım çeşitleri arasında yer alan ve ekonomiyi etkileyen faktörler arasında altın ve petrol gibi önemli birimler de yer almaktadır. Ekonomi döngüsünü etkileyen bu birimler de dolar para birimi üzerinden değerlenmekte olduğundan dolar dünya ekonomisi üzerinde büyük bir paya sahip olmaktadır.

Güçlü para birimi olan doların ise finans içerisinde birkaç çeşidi bulunmaktadır. Dolar çeşitlerinin başında Amerikan doları, Kanada doları ve Avustralya doları gelmektedir. Bu büyük dolar çeşitlerini de hızlı yükselişi ile Hong Kong doları takip etmektedir.

Dolar En Fazla El Değişimi Yaşayan Birim

Dünya piyasasının tamamında para hareketlerini inceleyen ekonomi uzmanlarının yaptığı istatistikler sonucunda doların en fazla el değişimi yaşayan birim olduğu ortaya çıkmıştır. Fazlaca el değişimi yaşayan dolar çeşitlerinin başında ise Amerikan dolarının geldiği bilinmektedir. Amerikan dolarının dünya ekonomisi üzerinde bu denli etkili olmasının sebebi 2. dünya savaşı sonrasında yapılmış olan bir anlaşma olmuştur.

Anlaşma sayesinde ülkelerin ticaret ve para ilişkilerinde yaşadıkları olumsuzluklar ortadan kalkmıştır.
Bu anlaşmayı takiben ekonomi ve finans piyasalarındaki en çok el değişimi payı en büyük para birimi olmuştur. Doların geçmişten günümüze gelişim sürecinin ilk aşamasında gümüş olarak piyasaya sürüldüğü ve zaman içerisinde kâğıt olarak da basılmaya başlandığı bilinmektedir. Çok defalarca değişime uğrayan dolar paralar üzerinde yapılan sahte uygulamaları engellemek amacıyla da ortalama 10 yıl gibi bir periyot ile değişik formlarda basılmaktadır.

Dolar İle Diğer Para Birimleri Arasındaki İlişki

  • Dolar tarihten bu yana bilinen en etkili para birimi olmuştur. Bu yönüyle dolar en eski para birimi olan altın üzerinde de oldukça etkili olmaktadır. Altın ve doların yer aldığı çift bazlı şeklinde ifade edilen yatırım şekilleri ise borsada işlem yapan yatırımcıların en çok kullandığı yatırım yöntemi olarak karşımıza çıkmaktadır.
  • Dolar dünya üzerinde en güçlü para birimi olduğu gibi borsa yatırımlarında da en kuvvetli para birimi olmaktadır. Bu yönüyle yalnızca altın-dolar ilişkisi değil Euro-dolar ilişkisi de kullanılarak yatırım yapılabilmektedir. Bu ilişkiler içerisinde doların gücü sayesinde yatırımlar yüksek getiriler ile sonuçlanabilmektedir. Sabırsız yatırımcıların da kısa vadede yüksek kazanç elde edebildiği dolar bazlı yatırımlar, yatırım piyasasında en popüler yatırım şeklidir.
  • Dolar ile diğer para birimleri arasındaki ilişkiyi tam hâkimiyet ile takip edip kazançlı yatırımlar yapmak için ise profesyonel yatırımcıların tavsiyesi saniyelik dalgalanmalardan doğu faydalanmaktan yana olmaktadır. Bu hâkimiyeti sağlayabilmenin yolu da deneyim kazanmaktan geçmektedir.
Dolar İle En Kazançlı Yatırım Yolu

Borsa, para ile para kazanmanın bilinen en kullanışlı yoludur. Doğru kullanım sağlandığında kısa vadede büyük kazançlar sağlanabilmektedir. Son yıllarda da yatırımcıların en çok kullandığı kazanç yöntemi olan yatırım şekli dolar yatırımı olmaktadır.

Dolar yatırımı günümüz teknolojisi ile birlikte internet üzerinden yapılabilen şekli ile en çok tercih edilen yatırım şekli haline gelmiştir. İnternet üzerinden yatırım yapma platformu içerisinde yapılabilen çift yönlü işlemler ile Euro-dolar ya da altın-dolar şeklinde alım satım yapılarak güçlü kazançlar elde edilebilmektedir. Son aylarda dünya üzerinde altın üzerindeki hızlı değişimler paralel olarak dolar değerlerine de yansımıştır. Bu durum internet üzerinden yatırım yapma imkânı sağlayan sistemler ile anlık kar sağlanabilen durumlar ortaya çıkarmıştır. Dolar ile en kazançlı yatırımı yapmanın yolu da bu platformlar üzerinden yapılabilmektedir.